DiL ÖĞRENİMİNDE İZLEYECEĞİMİZ YOL NE OLMALIDIR?

Dil öğrenme çabası içinde bulunan sevgili kardeşlerim, bu iyi niyetli tavsiyelerim sizler içindir. 

Toplumsal bir varlık olarak insan, merak etmek, keşfetmek, öğrenmek gibi doğal ve yaşamsal eğilimlere sahiptir. Dış dünyalara açılır, sınırlarını aşar, kendisini geliştirir, değer katar. Bazı insanlar kendi kabukları içinde yaşamak, kendilerini izole etmek isteseler de özellikle şartların hızla değiştiği, bazen ayak uydurmakta bile zorlandığımız günümüz şartlarında bu anlayış olanaksızın da ötesindedir. Bir alıntı yapacak olursak, Peygamber Efendimizin (SAV) bir hadis-i şerifinde “Bir lisan bir insan” demektedir. Konumuza dair en güzel ve anlamlı izah bu olsa gerek. 

Bizler de en başından beri, “Dil yetenek ve nitelik kazanmak, bir meslek edinmek” sözleriyle ifade ediyorduk. Tercüman olursunuz, araştırmacı olursunuz, turist rehberi olursunuz, değişik kültürleri tanımak, anlamak, derinlemesine keşfetmek ve hatta hissetmek icin seyyah olursunuz. En genel tabiriyle, insanlar tarafından aranan kişi olursunuz! 

Yeni bir dil öğrenmek zor ya da kolay, amacımız burada meselenin üzerine bir tartışma yürütmek değil. “If there is a will, there is a way.” Zor görünebilir, zahmetli ve sıkıcı gelebilir ama tüm samimiyetimle ifade ediyorum ki, güzel olan, insana değer katan, ileriye taşıyan ve ufkunu açan hiçbir şey kolay değildir. Gecekondu evi adından anlaşılacağı üzere bir gecede inşa edersin ama Ayasofya gibi muazzam bir yapıyı on bin işçi ile beş senede inşa edersin. 


Kırk bir senedir binlerce öğrenciyle çalışarak edindiğim gözlem ve deneyimlere dayanarak ve üstüne basa basa söylemek istiyorum ki, dil öğrenmenin olmazsa olmazı; metotları ve çalışma biçimlerini uygulamak ve öğrendiklerinizi pratiğe dökmek zorundasınız. 

Görünüşte İspanyolca üzerinden ilerliyor gibi görünebiliriz ama bu aciklamalarimiz öğreneceğiniz herhangi bir dil için de geçerlidir. 

* Dil öğrenmek emek, sabır, gayretle ölçülen ve uzun bir zaman periyoduna yayılan çalışma gerektirir. İspanyol Kültür Derneği olarak bizim ölçümüz: A1 seviyesi için iki ay, A2 seviyesi için iki ay, B1 seviyesi için dört ay, B2 icin dört, C1 için dört ay ve C2 seviyesi için ise üc aydır (Haftada iki gün, bes alti saatlik calismayla). A1+A2+B1 süresince bir birey çok ilerleme kaydedebilir ama B2 seviyesi alınmadığı sürece, o döneme dek kaydedilen ilerlemenin yerine oturması beklenemez. Karşıdaki insanı anlayabilme ve doğru anlaşılma, diyalog kurma becerisi, yazmak ve güzel okuyabilmek ancak B2 döneminin sonucunda ortaya çıkabilecek ürünlerdir. Bu seviyeye gelen, devam eden öğrencilerin sayısı ne yazık ki çok az. Kendilerince ara verdiğini, daha uygun bir zamanda devam edeceğini deklare eden ama özünde yarı yolda bırakan arkadaşlarımız oluyor. Sonuçta kırk bir senelik bir deneyime sahibiz ve zaman zaman denk geldiğimiz B1 seviyesinde bırakan arkadaşlar, “Hocam, hepsini unuttum”, “bütün bildiklerim gitti” gibisinden hayıflanmalarda bulunuyorlar. Bu gerçekliğin ve tehlikenin farkında olan bizler ise daha en başından öğrencilerimizi uyarmaya başlıyoruz. Dil öğrenecek kişi su modda olmasi lazim: “Öncelikle, benim nihai amacım en güzel biçimiyle İspanyolca öğrenmek, bu dili kavramak ve bu amaca uygun biçimde kendimi süreklilik arz eden biçimde geliştirmek! Bu amacı gerçekleştirmek için en az 1 senemi ayırmam, gerekirse fedakârlık etmem, bir takım alışkanlık ve zevklerimden fedakârlık etmem gerekiyor. Kendimi bu amaca en uygun biçimde disipline etmem lazım. Böylesi bir sürecin içindeyken partileri, gezileri, sosoyal aktivitelerimi hatta biraz abartıp hastalıkları bile gerekirse erteleyecek, ileri bir tarihe bırakacağım” diyerek kendimizi motive etmemiz gerekiyor. 

* Dil öğrenmeye karar veren kişinin atacağı ilk adım, zaman kaybetmeksizin film ve eğitim videoları izlemek, şarkı dinlemek olmalıdır. Hem de kursa başlamadan! Mümkünse bir iki ay önceden. Ders materyalleri ile işlenen eğitimler başladığında ise dil bilgisini geliştirmeye başlayan öğrenci, okuma, okuduğunu anlama, yazabilme kabiliyetlerinden her birisinde grafik olarak gelişme sağlayabilecek. En zoru konuşmak, kendini ifade edebilme gücüdür. İnsan dinleme becerisi olarak ilk önce dilin fonetik yapısını kavramalıdır. Bu nedenle, İspanyol yapımı ve İspanyolca konuşulan ülkelere ait dizi ve filmleri ya da İspanyolca diyalogların yer aldığı metinleri izleyerek ilerlemeli. Emin olun ki bir zaman hiçbir şey anlamayacaksınız ama ne izlenen film, video, öğretici diyaloglar ne de işlenen konular hiç önemli değil. Amaç, keyif almak değil ancak kulagi dilin fonetik yapisina alistirmak ve azar azar bir şeyler kapabilmek. Haftada 8-10 film, dizi, beraberinde öğretici videolar izlenmeli. (Bu rakamlar, görüler bir takım deneyimlere dayandığı için hassas bir noktada durmakta ve uygulanmaz ise, öğrenme gerçekleşmez) Kursta öğrenilenler film, dizi gibi dinlediğini anlayabilme kabiliyetleri ile paralel ilerler. Konuşabilme; ne kadar bol dinleme yaptığımıza, okuduğumuza ve yazdığımıza bağlıdır. Bu üçünün arasında kayıtsız şartsız bir uyum söz konusudur. Konular ilerleyip bilgileriniz arttıkça, günlük yazma pratikleri de yapın. Bu adımlar konuşma, pratiğe geçme aşamasının emekleme sürecidir. 

* Takip ettiğiniz kurs ya da ders aldığınız eğitmenler tarafindan özenle seçilen kurs kitabı ile ünitelere başlayacaksınız. Bu süreçte yardımcı kaynaklar edinmek isteyebilirsiniz ama önceliğiniz danışmak olsun. Kurs yoneticisi bu konuda sizi yonlendirmelidir. 

* Çalıştığınız ünitedeki bilinmeyen kelimeleri mutlaka not edin. Ezberleyin, dağarcığınızda yer edinsin. Basit cümlelerle oluşturulmuş örnekleri inceleyin. Mutlaka yaratıcı ve özgün olmaya çalışın, siz de kısa cümleler oluşturun. Kursumuz tarafından özenle oluşturulan ve çok fonksiyonlu kitabımız “EL PROFESOR” bu amaca yönelik bir çalışma olup, ünite başlarında İngilizce karşılık ve ses kayıtlarıyla sunulmuştur. 

* A1 seviyesini çalışırken, ders kitabınızda yer alan dil bilgisi konularını içeren Türkçe açıklamalı bir kaynağınız mutlaka bulunmalı. Kursumuz İspanyol Kültür Derneği, öğrencilerin bu hassasiyet ve gelişim süreçlerini önemseyerek, tematik olarak ünite ünite hazırlamış ve öğrencilerimize sunmaktadir. İlgili ünitenin içerisinde yer alan kalıp ifadeleri ve kullanımları, konuları, bu tematik Türkçe gramer kaynağından anlamaya çalışmalısınız. (Öğrenci anlamadığı herhangi bir noktada WhatsApp hattımız üzerinden bize erişebilmektedir.) Ardından kurs kitabından ilgili uniteyi acip gözden geçirmeli, üniteyi anlamaya çalışmalıdır. Ses kayıt kısımları mutlaka dinlenmeli, derse hazırlıklı gelinmelidir. 

* Derste öğretmen üniteyi işlerken kitaba baktığınızda az çok konuyu anlıyor olacaksınız. Size kalan tek şey edindiğiniz bilgileri paratiğe dökmek olacak. En temel adım ise bu birikimi ders saatinde pratiğe dökebilmektir. Ögrenci ders öncesi hazırlanıp gelmez ve kendi sorumluluklarını yerine getirmezse, eğitmen önemli bir vaktini konuyu anlatmaya, bir takım izahlara harcayacaktır. Pratiğe yönelik eğitimlerde eğitmenin derse harcayacağı süre maksimum % 20 olmalı. Bunun geri kalan kısmı ise öğrenmeye gelen bireye pratik icin ayrilmalidir. Yoksa işimiz enstrümansız müzik aleti çalmayı öğrenmeye dönüşür. Bu da mumkun degildir. 

* Ders süresince anlaşılmayan noktalar mutlaka sorulmalı, yardımcı notlar alınmalı, konsantrasyon sağlanmalıdır. 

* Ders sonrası süreç nasıl işler peki? Yeni bir dil öğrenirken insan beyni teyp gibi her şeyi kayıt altına alamaz. O an tamamen anladığınızı düşünürsünüz ama zaman geçtikçe hafızada silinmeler başlar. Dersin olduğu gün, mümkünse asagi yukari iki saat sonrasında ve muhakkak aynı gün içerisinde, tekrar yapmak gerekiyor. İlerleyen gün yine tekrar. Sonra konuyla ilgili egzersiz ve ödevlerin yapılması gerekiyor.  

* Ezber: Kitapta bulunan diyaloglardan en az birisini seçip yüksek sesle ezber çalışması gerçekleştirilirse, anlama ve konuşmaya öğrenci açısından büyük katkısı olacaktır. Bu sekilde calistigimiz gruplarda kesin sonuclar aldik. 

* Yazma: Üniteler ilerledikçe, ögrenilen kalıp cümleler ve okuma metinlere muadil olacak şekilde kendi özgün yazılarınızı oluşturun. Kontrol için öğretmeninize gönderin, sonra tekrar amaçlı yüksek sesle okuyun, hatta ezberleyin. Bu çalışmanız hiç şüphe götürmez biçimde anlama, yazma ve konuşmaya katkı sunacaktır. 

* Yeni ünite: (Bir önceki üniteyi tekrar ettik) Yeni ünite için yukarıdaki adımları aynen uygulamaya devam edin. 

* Sonraki üniteler: Ünite çalışmasının nasıl olması gerektiğini ifade ettik. Üniteler ilerledikçe, her bir yeni üniteye başlandığında BIRINCI üniteye dönüp aradaki üniteler dahil tekrar edilip ilerlenmesi şart ve inanın çok önemli (Ben şu denemeyi alışkanlık haline getirdim ve en başarılı öğrencide de aynı şeye tanık oldum. 15 ünitelik bir A1+A2 kursunun 11. Ünitesine geldiğimizde, 1. Ünitede işlediğimiz, adını, nereli olduğunu, nerede yaşadığını ifade etme gibi sorularda öğrencinin kilitlendiğine tanık oldum. Bu nedenle, HER UNITEDE BASTAN TEKRAR yaparak ilerlemek şart.  

* Çok ama çok önemli:
* Mutlaka ve mutlaka her derse katılmak. 
* Mutlaka ve mutlaka her derse hazırlıklı gelmek (Çalışmalar ve tekrarlar).
* Mutlaka ve mutlaka haftada 8-10 film, dizi izlemek. 
* Yataktan kalkamayacak dereceler haricinde hiçbir bahaneniz olmamalı. 
* Derslerde telefonunuz uçak modunda olmalı. 
* A1 seviyesinden sonra anadili İspanyolca olan ülkelerden arkadaş edinerek dostluğunuzu geliştirmek, bilgilerinizi artık sahaya sürmek. 

* Not tutmak: Bizim önerimiz dahilinde çalıştığınız çeşitli kaynaklardan konuları not etmek sizlere bir tekrar niteliği kazandırır. Derste de dikkatli bir sekilde not tutmak, hatta kendi alternatif kitabınızı yazacak derecede titizlikte not tutmak, bu eylemi severek yaptığınızın kanıtI olacaktir. Zaten gerektiği gibi ilerlemiyorsanız ya sizden kaynaklı olarak sevmemişsinizdir ya da takip ettiğiniz, size gösterilen metod doğru değildir. 

* Dil öğrenme süreci kolay mıdır? Kolay bir şey olmadığını, çok titiz bir çalışma istediğini, yüksek bir sabır ve büyük bir özveri gerektirdiğini sanırım anlamışsınızdır. En az bir senenizi (dil öğrenme ve gelişim sürecinize engel çıkarmayacak bir şekilde ve ara vermeden) başka amaçlara yönelik herhangi bir planınız olmadan çok yoğun çalışmalar yapmanız gerektiğini anlamalı ve kabul etmelisiniz. Sağınız solunuz İspanyolca olmalı, İspanyolca düşünmeyi öğrenmeli, İspanyolca ile yaşamak yaşamınızın ayrılmaz parçası haline gelmelidir.  

Hasta olun hatta hastalıktan bitkin düşün yine de sınırlarınızı zorlayın ve derse katılım sağlayın. İnsan için mazeretler bitmez ama mazaretler tembelliğe, konfor alanına hapsolmaya, insanın kendini geliştirmesine engeldir. Kişi bir ders kaybetmenin çok bir şey ifade etmediğini zannedebilir ama acı deneyimler ortadadır. İlerleyen süreçlerde derse disiplinli katılım sağlamama neticesinde, konsantrasyon eksikliği gibi kopmalar başlıyor ve bu böylece sürüp gidiyor. Başlarken herkes iyi niyetlidir. Bir amaca yöneldiğini, heveslere sahip olduğunu, heyecan duyduğunu gözlemleyebilirsiniz. Dersler ilk başlarda herkes için bir tatil havası uyandırır ama konular üst üste yığılmaya başlayınca, yeni üniteler, kelimeler, kalıplar öğrenildikçe, gramer yapıları ağırlaştıkça insanların direnç noktaları da zorlanmaya başlar. 
İspanyol Kültür Derneği olarak öğrenci arkadaşlarımızın vize, imtihan, final dönemlerindeki hassasiyetlerini gözeterek onlara destek olmayı kendimize bir sorumluluk sayıyoruz. Bu süreçlerde onlara yük olmamak için derslerimize ara verebiliyoruz. 
Çalışan arkadaşlarin mesai handikapi olabiliyor, (birisi mesaiye kalacagini soylediginde kalbimden aci bir “eyvah” kopuyor inanin ve o kisiler kayboluyor), evli arkadaşlar için ailevi meseleler ya da sosyal yaşantısı içerisindeki doğumgünü ve bir takım buluşmalar gibi etkinlikler “nasıl olsa dersleri kayıttan izleyebiliyorum, bir günden herhangi bir sorun olmaz” denilerek bazen ihmaller yaşanabiliyor. İnsanın elinde olmayan durumlar için anlaşılabilir ama yine de bu rahatlığa güvenerek derslerin atlanması, - ki hiçbirisi fiziken derste hazır bulunmakla aynı şey değildir -, ancak kursiyer için tehlike sinyallerinin verilmesi demektir. 

* Bunları kaleme almamızın, ifade etmemizin nedeni sizleri demoralize etmek değil. Yılların deneyimlerini gözlemleyerek çıkarımda bulunmak. İşini severek yapan bir kurum olarak, öğrencinin harcadığı performans, verdiği gayret ve emek, gösterdiği fedakarlık gibi insani vasıflarını göz önünde tutarak ve aynı duyarlılıkla, saygıyla yaklaşan bizler, insanların umutlarını en üst seviyede tutması, onların geleceğine bir sigorta olabilmek, ışık tutabilmek amacıyla ve bir lisan, bir insan mottosuyla onlara yaşamlarında bir nitelik kazandırabilmek. Ticari kaygıyla hareket eden kurum ya da kişiler olaya vicdani açıdan bakamaz, tecrübe, birikim gibi insani niteliklerini paylaşıma açmazlar. Bizler kurum olarak bugüne dek bu anlayışa sahip çıktık. Sayıları az da olsa kendisine İspanyolca ile değer katan, kariyerinde ilerleme sağlayan öğrencilerimizin varlığı bizler için büyük mutluluk kaynağı.  

Sizi de aramızda görmek ve bu kervana katılmanız dileğiyle.


Mehmet YÜCELİ
İspanyol Kültür Derneği Yönetim Kurulu Başkanı 
Nitelikli Dil Eğitimi Bir Tık Uzağınızda!
Dil Kültürüyle öğrenilir. Detaylı bilgi için formu doldurunuz.